30 Nisan 2010 Cuma

Yine başkanlık sistemi üzerine

Başbakan , 23 Nisan’da koltuğunu devrettiği Elgin’e “yetki artık sende ister asar ister kesersin” dediğinde, bu sözü bilinçaltının dışavurumu olarak ,kafasındaki başkanlık sisteminin tarifi diye nitelemiştim.Yanılmamışım.

Yaptıkları türkü nedeniyle Başbakan’ın avukatının şikayeti üzerine Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla polis merkezinde sorguya alınan üç gencin hikayesini okuyunca, bir kez daha emin oldum ki, Anayasa değişiklikleri ile tasarlanan şey daha fazla demokrasi falan değil, özgürlüklerin alanının genişletilmesi hiç değil.

Ne demiş üç kardeş?

28 Nisan 2010 Çarşamba

Good night and good luck

Dünkü Milliyet Gazetesi’nde Aslı Aydıntaşbaş’ın yazısı benim için çok aydınlatıcı oldu.Artık eminim. Ben bir demokrat değilim.Kütüphanenizi kontrol edin , sahip olduğunuz CD,DVD ve kitapları tutuklu başsavcı Cihaner’in ev ve işyerinde bulunan ve suç unsuru olarak dosyasına konanlarla karşılaştırın.Siz de ne olduğunuz anlayın.

Siirt dehşetinin anlattıkları ..

Bizim , kendimize özgü sorunları ele alma ve çözme yöntemimiz, her sorunda olduğu gibi Siirt Pervari’de yaşanan cinsel şiddet meselesinde de ortaya çıktı.
Üç aşamalı olan bu sorun çözme yöntemini şöyle özetlemek mümkün: Birinci aşamada sorun yokmuş gibi davranılır. Bizim ne kadar iyi,ne kadar yüce gönüllü, ne kadar yüksek ahlaklı olduğumuz anlatılarak, sorun var diyenler birlik ve beraberliğimize kasteden ,bizi dünyaya jurnalleyen kötü niyetli kişiler,kurumlar olarak suçlanır. Sorun, çığ gibi büyür,artık saklanamaz hale gelirse ikinci aşama devreye girer.Bu aşama inkar ve sorunu küçümseme aşamasıdır.Sorunun olduğu yarım ağız kabul edilir,ama “bu münferit bir sorundur,büyütülmemesi gerekir” denerek sorun unutturulmaya çalışılır.Çoğunlukla sorunu ele alan ve kamuoyuna duyuran medya suçlanarak,sorunun üstü örtülmeye çalışılır.Son aşama “tekme tokat sorun çözme” aşamasıdır.İki aşamada ortadan kaldırılamayan ve giderek tüm vicdanları titreten bir vehamete ulaşan sorun,bu aşamada tekme tokat çözülmeye çalışılır ve başka sorunlara kapı aralanır.

24 Nisan 2010 Cumartesi

Aşk yasak

Dershaneler egitim sistemimizin önemli bir parçasi.Öyle görünüyor ki yakinda lise egitiminin yerini tamamen onlar alacak.Egitim sistemi bastan asagi yeniden yapilandirilmadikça, dershaneler çocuklarimizin gelecegi üzerinde daha uzun yillar söz sahibi olmayi sürdürecekler.Onbinlerce genç insanin çaresizligi, biçok velinin egitimi "iyi bir üniversiteye kapak atmak" sanmasi, ögretmenlerin maddiyattan bilgiye hemen her konuda yetersizligi, imam hatip tartismalarinin meslek egitimini ;basörtüsü tartismalarinin ise tüm egitim sistemimizi esir almasi, dershanelerin egitimimiz üzerindeki otoritesini pekistirmistir. Öyle ki,dershaneler, artik çocuklarimizin duygusal yasamlari üzerinde dahi söz söyleme hakkini kendilerinde görür olmuslardir.

Yetki artık sende,ister as ister kes


Başbakan'ın bir televizyon programında gündemimize soktuğu "başkanlık" tartışmasını açıkçası biraz da eğlenerek izliyordum.Tam da Anayasa degişiklikleri TBMM gündemine gelmeden önce,usta bir manevrayla Başbakan'ın gündemin merkezi haline getirdiği "başkanlık" rejimi tartışmaları bize yakışır bir şekilde devam ediyor.Bize yakışır diyorum,çünkü her meselede olduğu gibi bunda da tam kutuplaşma hakim.Başbakan'a yakın olan yayın organları "ne güzel olur,bizim başbakana da başkanlık çok yakışır" pozisyonunu alırken, başbakan'ın demokrasi anlayışından kuşku duyanlar da "başkanlık bizim gibi ülkelerde otoriter bir rejime dönüşür" diyorlar.

20 Nisan 2010 Salı

Biz Türkler kimseyi sevmeyiz

Bugün gazetelerde BBC'nin GlobeScan/Pipa'ya 28 ülkede yaptırdığı anket sonuçları vardı.Sonuçlar,bizim hiçbir devlet ya da topluluktan hazzetmediğimizi gösteriyordu.

Evrensel akıl ve ahlak dışlandığında..

Uzun zamandır “bizde olmayan ya da eksik olan şey ne acaba” diye düşünüp duruyordum.Dün izlediğim bir siyaset programı,bir derbi maçı ve bugün okuduğum Dani Rodrik röportajı geçmişte yaşadığım bazı şeyleri de hatırlayarak eksik olanı bulmama yardımcı oldu: “Evrensel akıl ya da yeryüzü aklı” .